Sentence examples of "müdahale etmek" in Turkish

<>
Aşırılıkları nedeniyle, müdahale etmek için Gönüllü Milis Kuvvetleri çağrıldı. Во избежании эксцессов, была вызвана для вмешательства группа ORMO.
Kişisel hayatına müdahale etmek gibi bir niyetim yok. Я не хочу вмешиваться в твою личную жизнь.
Gözlemlemek için buradasın sen, müdahale etmek için değil. Ты здесь, чтобы наблюдать, а не вмешиваться.
Fedaral bir soruşturmaya müdahale etmek, tutuklanma sebebidir. Подвергать риску федеральное расследование это причина для задержания.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
İmzalayan taraflara göre bu anlaşmanın amacı "devletlerin iç işlerine müdahale edebilecek, devletlerin egemenliğini, politik, ekonomik ve toplumsal istikrarını ve aynı zamanda toplum düzenini bozabilecek bilgi teknolojilerinin kullanımını kısıtlamaktır." По словам подписантов соглашения, его цель состоит в ограничении использования информационных технологий для "вмешательства во внутренние дела государства, нарушения общественного порядка, а также дестабилизации внутриполитической и социально - экономической обстановки".
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Bu müdahale toplantısına ayıracak zamanım yok benim. У меня нет времени на ваши вмешательства!
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Bu müdahale için teşekkürler. Спасибо, что вмешался.
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Hiç kimse müdahale etmesin! Никто не посмеет вмешаться!
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Asıl yönergemiz, bizi müdahale etmekten... Наша Главная директива запрещает любое вмешательство...
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
Bu duruma müdahale etmenin zamanı mı? Не пора ли вмешаться, Зевс?
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Ancak, sen müdahale etmezsen, katliam tamamlanacak. Но без твоего вмешательства эту бойню не остановить.
Başkan'ı ele geçirmek ve Ring'i yok etmek. схватить Директора и уничтожить "Кольцо".
Müdahale etmeniz gerek, Bay Porter. Вам следует вмешаться, мистер Портер.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.